Written by 16:00 Yayınlar Views: 38

Küresel Güney bağlamında iklim etiği ve iklim adaleti uygulamaları

Purpose ImagePurpose Image

İklim krizinden kaynaklanan sorunların salt teknik bir mesele olmamasının anlaşılmasıyla iklim krizinin oluşumunda ve bu krizin çözümü için sorumluluk üstlenme konusunda iklim adaleti kavramı tartışılmaya başlanmıştır. İklim krizine en çok etkisi olanların bu krizden en az etkilenenler olduğu gerçeği iklim adaletinin temelini oluşturmaktadır. Bu çalışmada, Amerika, Asya ve Afrika kıtaları ele alınarak iklim adaleti ile iklim etiği politika ve uygulamaları incelenmektedir. İklim adaletinin iklim etiğinden ayrı düşünülemeyeceği ve bunun aynı zamanda bir etik sorun olduğundan hareketle çalışmada, çevre etiği anlayışlarından yola çıkılarak iklim etiği ve iklim adaleti tartışmalarının ele alınması amaçlanmıştır. Yöntem olarak, literatür taraması yapılmış, kavramsal çerçeve ve etik temellere dayandırılarak iklim adaleti arayışları ve örnekler üzerinden iklim adalet(sizliğ)i değerlendirmeye alınmıştır. Sonuç olarak, ahlaki ilgi alanı çevre merkezciliğe yöneldiği taktirde, iklim krizinden kimin sorumlu olduğu, hangi türlerin, hangi sınıfların ve ekosistemdeki hangi canlı-cansız varlıkların bu krizden en fazla etkilenmekte olduğu, kimin ve/veya neyin korunması gerektiği, gelecek kuşak haklarının göz önüne alınması, koruma misyonunu kimin üstleneceği gibi sorular ağırlık kazanmış olur. Oluşturulacak bu bütüncül perspektif ile ekosistemin tamamı için sorumlulukların paylaşıldığı, etik değerlerin ön plana çıktığı, hakkaniyet ve adalet kavramlarının canlı-cansız tüm varlıklar için yerini bulduğu bir iklim krizi çözüm arayışı gerçekleşebilecektir. Bu sorulara verilecek cevaplar çerçevesinde oluşturulacak etik anlayış gerek iklim etiğinin, gerek iklim adaletinin sağlanmasının temellerini oluşturmaktadır. Dolayısıyla, bu sorular çerçevesinde benimsenecek iklim etiği yaklaşımı ile canlı-cansız varlıkları da ahlaki ilgi alanına alan, türler arası, uluslararası, sınıflar arası, kuşak içi ve kuşaklar arası bir küresel iklim adaleti anlayışı oluşturulması gerekliliği kaçınılmaz olarak görülmektedir.

Aygül Akkuş

Close